24 Ocak 2011 Pazartesi

Beyoğlu Koruma(MA) Planı

CİHANGİR BÖLGESİ İÇİN SAPTAMALAR

1. Roma Bahçesinin bulunduğu Arkeolojik Sit Alanı, 2 Numaralı Anıtlar Kurulu kararı ile koruma altına alınmış olmasına karşın karar hiçe sayılarak Yenileme Alanları kapsamına alınıyor ve
1.1. Defterdar Camii’nin önündeki alana Belediye Sosyal Tesisi, 1.2. Tüfekçi Salih Sokağını Sanatkarlar Caddesine bağlayan Merdivenli yol ve yanındaki yeşil alana Belediye Sosyal Tesisi, 1.3. Roma Bahçesinin giriş kapısında bulunan Çocuk Parkının olduğu alana Belediye Sosyal Tesisi olmak
üzere 3 ayrı bina öngörülüyor.
2. Tophane-i Amire Binasının hemen arkasında halihazırda otopark olan alanı da içine alacak ve silueti bozacak şekilde H.9.50 yüksekliğinde (61 Ada 1-2-3-20-21 parsellere) yapı öngörülüyor.
3.Roma Bahçesi giriş kapısı karşısındaki tarihi ahşap binaya bitişik 9.50 yüksekliğinde, tek katlı müstakil bina önüne h.9.50 ve Akarsu yokuşunda bulunan alçak katlı tüm yapılar yerine 9.50 yükseklik izni verilmiş yapılar öngörülüyor. Bu kararla bu sıradaki binaların görüşünün kapanmasının ötesinde silueti tamamen değiştirecek bir müdahalede bulunuluyor.
4. Salı Pazarı Bayırı üzerinde hali hazırda olmayan 6 adet 12.50 yüksekliğinde bina yapımı öngörülüyor.
5. Susam Sokağı ile Kumrulu Yokuşun kesiştiği yerde bulunan boş alana Belediye Sosyal Tesisi öngörülüyor.
6. Daha önce mahkeme kararı ile “yeşil alan” olarak tescillenmiş bulunan eski Ege Bahçesi’nin olduğu alanın bir bölümü yapılanmaya açılıyor. Ege bahçesi anılarda kalıyor.
7. Sıraselviler Caddesi Garanti Bankası yanındaki çıkmaz sokak, Adile Naşit Sokağı ile birleştirilerek araç trafiğine açılıyor.
8. Cihangir Caddesi ve yan yollar yayalaştırılıyor. Otoparka giriş imkanı kalmıyor.
9. Cihangir Taksinin olduğu alanda 15.50 yapılanma öngörülüyor.Taksi durağı kaldırılıyor.
10. CGD tarafından Dava açılarak satışı iptal edilen Savoy Balık’ın önündeki eski park alanı 3 misli büyütülerek yeşil alan ilan ediliyor.
11. Yeşil alan ilan edilen alanın arkasında kalan ve halen otopark olarak kullanılan alan Soğancı sokaktan girişi bulunan kapalı otopark alanı ile birleştirilerek yan binalara neredeyse bitişik nizam olmak üzere H.6.50 kotunda büyük bir katlı otoparka dönüştürülüyor.
12. Maksim Gazinosunun bulunduğu alan ve arkasındaki tüm adaya Sıraselviler Caddesinden 26 mt yüksekliğinde Belediyesinden onaylanacak avan projesine gore buyuk bir inşaat öngörülüyor.
13. Cihangir Camii altında kalan arsaya ahşap bina yakılarak yapılan ve davası devam eden apartman projesinin yanına, sarnıcın üzerinden geçen bir yol öngörülüp, yolun bitimine de yeni bir apartman konumlandırılıyor.
14. Etap Marmara Otelini de içine alan adaya Kuruldan onaylanacak projeye göre yapılanma öngörülüyor.
15. Galatasaray Lisesinin arka bahçe duvarının olduğu tarihi taş duvar yıkılarak, silueti de olumsuz etkileyecek şekilde H.12.50 yüksekliğinde otopark yapımı öngörülüyor.
16. Doğan Apartmanının yanındaki boş alana yapılanma öngörülüyor.
17. Domabahçe Sarayı ile Camii arasındaki alana “Ihya” yontemi ile yapılanma öngörülüyor.
18. Taksim’deki tarihi “Su Maksemi” arkasına Camii yapılması öngörülüyor.

Tüm bu tespitlerin dışında planlarda semt yaşamını olumsuz etkileyecek en önemli sorunlar olarak;
A. Firuzağa Camiinden bir tarafta Akarsu Caddesi, diğer tarafta tüm Çukurcumayı içine alacak şekilde Galatasaray’a kadar ve Tophane Caddesi’nin bulunduğu alanlar “Konut” bolgesinden “Ticaret ve Turizm” alanına dönüştürülüyor. Bu karar öncelikli olarak bu bölgelerdeki zamanla çevresindeki konut alanlarının tamamen yokolmasına dolayısı ile semt yaşamının kaybolmasına neden olacaktır.
B. Emek Sinemasını da içine alan Tarlabaşından Istiklal caddesine uzanan büyük bir bölge “Yenileme Alanı” ilan edilerek Sulukule’de yaşanan, Fener Balat’ta ve Tarlabaşında yaşanmak üzere olan, sosyal, kültürel ve kentsel büyük sorunları beraberinde getiriyor. Benzer şekilde sınırları nasıl tespit edildiği anlaşılmayan “Gül Baba Hazresini de içine alan bir bölge” ile “Galataport” projesi birleştirilmesi endişesi yaratan “Tophane-i Amire binasını da içine alan” 2 bölge yenileme alanı kanuna tabii tutuluyor.
C. Kabataş iskelesinin olduğu alanda denizde dolgu yapılarak, boğaz dokusu bozularak büyük bir transfer merkezi öngörülüyor.

GALATA BÖLGESİ plan taslağı üzer

Elimizdeki 1/1000 plan taslağından incelediğimiz paftalar (Galata Bölgesi):
İstanbul-F21-c-25-a-3-b
İstanbul-F21-c-25-a-3-c
İstanbul-F21-c-25-b-4-a
İstanbul-F21-c-25-b-4-d
İstanbul-F21-c-25-c-1-a
İstanbul-F21-c-25-d-2-b

Yaptığımız incelemede yüksekliklerle ilgili 1-2 örnek dışında ciddi bir çalışma henüz yapamadık.

1. Plan kapsamında işlevi “konut+ticaret” olarak tanımlanmış yerlerde ticaretin tanımının ve sınırlarının belirlenmesi gerekir. Bu tanım ve sınırlamaların planda vurgulanmaması bölgedeki konutlarda yaşayanlar hane halkı için ciddi zorluklara neden olabilir. Ya da bölgede ticari yatırım yapacak kişilerin komşularıyla aralarında çeşitli gerginlikler yaşaması sonucunu yaratır.
2. Kılıçali Paşa Hamamı önünün yeşil olarak tanımlanması son derece olumludur.
3. Tophane’de halen benzin istasyonu olarak kullanılan yerin itfaiye alanı olarak belirtilmesi son derece olumludur, yaşamsal gerekliliktir. Ancak bu parsel üzerine 4 kat yapılaşma verilmesi gereksizdir. Burada çok büyük bir itfaiye tesisi zaten kurulamaz. İtfaiye ihtiyaçları için 2 kat da yeterli olur. Bu genişlikteki alanlarda 1 ya da 2 katlı itfaiye binalarıyla ilgili dünyadan sayısız başarılı örnekler toplayabiliriz. Bir yaşamsal gereksinimi gerekçe olarak göstererek, gerekmeyen yoğunluk artışı istemek uygun değildir.
4. Faysal Finans+Şekerbank yapı adası içinde mülkiyeti bir bankaya ait olan ve üzerinde sur kalıntıları olan bir parsel yapılaşmaya açılmıştır.
5. Ali Hoca Camisi yanında daha önce yanan ahşap binanın yerine daha yüksek bir yapı yapılması olanaklı kılınmıştır. Burada yanan bina kadar bir yapı yapılmasını olanaklı kılacak bir düzenleme yapılmalıdır.
6. Ali Hoca sokakta İETT lojmanı altındaki trafo harita ve planlara işlenmemiştir.
7. Eski ABD konsolosluğu karşısındaki trafo harita ve planlara işlenmemiştir.
8. Arap camii arkasındaki trafo harita ve planlara işlenmemiştir.
9. Kırım Kilisesi yanındaki arkeolojik alanda kaçak olarak yapılan bina planda yine kaçak olarak kalmıştır. Plandaki tercih doğrudur. Ancak belediyenin son dönemde göz yumarak yapılmasına engel olmadığı bu binanın yıkılmasını sağlayarak planın daha yürürlüğe girmeden delinmesine izin verilmemesi etik ve yasal bir zorunluluktur.
10. Plan kapsamında bir çok kamu mülkü sosyal kültürel tesis diye belirtilmiştir. Bu tesislerin bir çoğunun işletmeye verilecek gazino, restoran vb. yerler olacağı sezilmektedir. Bölge bu tür işyerlerine fazlasıyla doymuştur. Eğer kastedilen konser, tiyatro salonu, çeşitli eğitim, kurs çalışmaları yapılacak yerlerse bu daha açık olarak belirtilmeli, bölge halkının hangi sosyal kültürel ihtiyaçlarının karşılanacağı plan notlarında yer almalıdır.
11. Tophane Parkı içinde bir sosyal kültürel tesis binası öngörülmüştür. Burası halen yeşil alan olarak kullanılmaktadır. Burada yeşilin azaltılarak yoğunluk artıracak bir binaya yol vermek son derece olumsuzdur.
12. GS lisesi arkası 12,50 yükseklikte KOP tarihi bir duvarı ve peysajı perdeleyecek hatta yok edecektir.
13. Çapanoğlu sokaktaki Belediye Hizmet alanında ne hizmeti verileceği bilinmemektedir. Bu parselde yıllardır yüksek levhalarla çevrilmiş eski bir konak ve yeşil alan vardır.
14. Narmanlı Yurduna 18,50 yükseklik verilmesi, tarihi bir yapının aslının bozulmasının yanı sıra yoğunluk artıracağı için olumsuzdur.
15. Kasımpaşa Stadı üstünde halen yeşil bir park olan yere sosyal kültürel tesis yapımı öngörülmüştür.
16. Yanıkkapı’daki su haznesi sosyal kültürel tesis binasına çevrilmiş.
17. Doğan apt yanındaki eski tenis kortu h=15,50 binaya çevrilmiş.
18. Eski Yahudi lisesi (Haliç Üniv.) özel eğitim tesisine dönmüş.
19. Kasımpaşa Lisesi ve Tevfik Sağlam yenileme alanı kapsamına alınmış. Bölge okulsuzlaştırılmaktadır.
20. Kanser Derneği’nin bulunduğu yerin Florance Nightingale Üniv’e verilmesi konusu.

AYASPAŞA keşif ve gözlem notları

1- F21-c-25-b-3-a paftası Tarık Zafer Tunaya sokak , Hacı İzzet Paşa yokuşu güzergahında yokuşun mevcut hali merdivenli ve başlangıç-son kot farkı fazla,araç trafiğine elverişli değil.Buna karşın paftadaki gösterilim yol bağlantısı şeklinde.Açıklama istenmeli,merdivenli sokaklar korunmalı.
2-Aynı pafta Karun Çıkmazı Denizhan/T.S.K Bankası ek binaları arasından geçip mevcut Denizcilik İşletmeleri tarafından kullanılan,yarı terk edilmiş görünümlü bina önünde son bulan sokak paftada açılmış yol olarak görünüyor.Akbank’ın köşesinde yer aldığı Meclis-i Mebusan yokuşuna bağlanıyor.İstimlak/Kamulaştırma/İmar Hakkı Devri konularının açıkca belirtilmesi istenmeli.
3-Çelebi Hamam sokak tarafında yine bu gösterilmiş olan yolun mevcut sokağa bağlanması için hem Çelebi Mutfak Şirketi’nin içinde bulunduğu bina eklentisinin,hem de Norveç Konsolosluğu’nun yer aldığı binanın kesilerek açılması gerekiyor.Yıkılacak D.İ tarafından kullanılan binanın yerine,yolun iki yanına H:12,50 yeni bina yapılacağı,yoğunluk artışı olacağı anlaşılıyor.İtiraz konusu olabilir.
4-Aynı pafta “Can Feda Çıkmazı” mahallinde kapalı depo ve açık otopark alanı mevcut.Çelebi Mutfak arkası bu alana açılıyor.Buraya H:12,50 yeni yapı çizimi yerleştirilmiş.Mevcut iki yapı arası sokak geçişine yeterli değil.Yıkıp yenileme mi ?Yoksa tadilat mı?Kayıtlı değil.Yapı yoğunluğu artışı oluyor mu?İncelenmeli.
5-Çeşme yanı Merdiven Çıkmazı üst sıra yapılara yeni imar durumu verilecek ise Cennet Bahçesi altı istinat duvarı sistemine müdahale edilecek mi?İncelenmeli.
6-Ömer Avni Camisi arkasından geçen ve funiküler tüneline kadar ilerleyen gösterilim ne ifade ediyor?İncelenmeli.
7-F21-c-25-b-2-d paftasında Asker Hastanesi arkası ile A.K bahçesi arasından geçip üst yanı otomatik bariyer,alt ucu alçak barikat ile kapatılmış yol , bina kullanımı değişince ortadan kalkacak mı?Alanın kültürel tesis amaçlı birleşim halinde ne duruma geleceği konusunda açıklama istenmeli
8-Fındıklı-Kabataş kıyısını gösteren paftada kıyı çizgisi şeklinde gösterilen kesikli çizgi izlediği hat bakımından mevcut durumu kıyının fiziksel ve doğal hattından farklıdır.Her ikisine de uyum göstermeyen bir nitelik taşımaktadır.Referans noktası olarak kullanılma özelliği olduğu için(ölçüm amaçlı)kurala uygun hale getirilme konusu görüşülmeli.Kıyı kenar çizgisi dışında yeşil alan olamaz.
9-Namık Kemal İlköğretim Okulu gösteriliminde H 5 KAT NOTU işlenmiş.Mevcut bina da eski eser olarak tescil edilmiş değil.Şu anda yapılan güçlendirme ve onarım işi dış cephe ısı izolasyonu işlemini de içermektedir.Bir yandan yapının şimdiki hali ile yerinde kalacağını; ,diğer yandan onarım gördüğü için eski eser olmaktan çıktığı sonucunun doğabileceğini göz önünde tutmak iyi olur.Halbuki milli saraylara lojman olarak yapılmış bina olduğundan ötürü tarihi eser olarak tescili istenmeli.
10-Lejand’a konutlar belirtilsin diye bir sembol ve renk konmamış.Renkli çalışmada hali hazırda açık renk(muhtemelen pembe- yavru ağızı renkli)boyanmış olan yerlerin konut olduğu görülüyor.Bu renk kodu da zikredilmiş değil.Aynı durum tarihi yapılar için hem tarama hem de kahverengi olarak mevcut.Bu durum Lejand’da yer almıyor.

BEYOĞLU İÇİN ALARM ÇANLARI ÇALIYOR

BİRGÜN Gazetesi
BEYOĞLU İÇİN ALARM ÇANLARI ÇALIYOR!
17:34 11 Ocak 2011
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Beyoğlu tarih boyunca kentteki yeniliklerin ilk defa yaşandığı bir yer olmuş. İlk aydınlatma, ilk havagazı, ilk basınçlı şehir suyu, ilk imar planı, ilk çöp toplama, ilk kültür salonu, sinema, ilk modern okul, ilk modern hastane, ilk belediye… Ama gelecekte Beyoğlu kentin en kaotik, en yaşanmaz, en yönetilemez, en niteliksiz semti olabilir. (Bu gidişin işaretleri de yok değil. Daha şimdiden Beyoğlu bir suç cenneti olmaya başladı. Yoldan geçen insanların bile başına neler geliyor.) “Hadi canım, bunu nereden çıkarıyorsunuz” diyenler olacaktır hiç şüphesiz. Ama unutmayalım, kenti iyileştiren, geliştiren, barış ve mutluluk haline getiren de biraz yönetimlerin uyguladıkları kamusal programlardır. Eğer yönetimlerin gözü insanı görmüyorsa, insanı değil de çıkarı, parayı, yolsuzluğu, haksızlıkları öne çıkarıyorsa, o zaman insanların yararına işler nasıl yapılabilir, haksızlıklar nasıl engellenebilir?
Eğer geçmişte Beyoğlu’nda bir takım yenilikler yaşandıysa, bu gelişme yalnızca çıkara bağımlı bir yönetim anlayışı ile olmadı. Gelişmeler bölgenin en iyi okulları, hastaneleri, kültür yatırımları ile, yani  yenilikçi bir yönetim anlayışı ile oldu. Bugün ise Beyoğlu yenilikçi olmak şöyle dursun, günümüzün planlama anlayışı ile çelişen, kentsel bütünü yalnızca bir imar işi gibi gören bir yaklaşıma teslim olmak üzere. Dünyadaki yenilikçi deneyimlere sahne olan kentler planlama anlayışını çok işlevli ve yaratıcı süreçlere açarken, kalkınmayı, gelişmeyi insan temelinde ele alırken, Beyoğlu için tam 17 sene gecikmeyle hazırlanan plan, gelişmeyi yalnızca imara açma operasyonu olarak tanımlıyor. Tarihi kent dokusundaki yapılaşma dışı alanları imara açılması gereken “boşluklar” olarak algılayan, dolayısı ile bütünlüklü bir kent dokusu olarak korunma önceliğini getiren SİT alanı kararını yok sayan, kentin tarihsel topografyasını yok eden bu belgeye “koruma planı” adı verilmesi olsa olsa bir şaka olabilir. Bırakın “koruma planı” olarak adlandırmayı, bu belgeye “plan” diyebilir miyiz?
17 sene önce doğan bir bebek bile bugün yetişkin insan oldu. Böyle bir belge yaşanması gereken sürecin, kent için önemli bir fırsatın nasıl heba edildiğinin belgesi.  
Beyoğlu’nun SİT alanı olmadan önceki normal imar planında dahi olmayan yerleri yapılaşmaya açan ve herhalde muziplik olsun diye adına “Koruma Amaçlı İmar Planı” denen belge ne anlama geliyor? Bu belge ilk önce üniversitelerde şehir planlama disiplini kapsamında elde edilen bütün gelişmelerin, birikimin bir zamanlar kent yönetimleri açısından yeniliklerin sergilendiği Beyoğlu’nda iflas ettiğine! Çünkü kentin tarihsel merkezinin yalnızca çıplak imar faaliyeti mantığı ile bir fiziksel varlık olarak ele alınması ister istemez onu yalnızca inşaat yapılabilecek bir alan haline getirmeyi hedefliyor.
Şaşıracaksınız ama (söylendiğine göre) SİT alanı ilanı, yani bütünlüklü koruma gerektiren yer ilan ederek geçmişteki mevcut imar planını “koruma amaçlı” olmadığı için iptal eden Koruma Kurulu da onaylamış! Şimdi bu belge “plan” niyetine askıya çıkıyor!
 Diyeceksiniz ki artık SİT alanı mı kaldı, “koruma amaçlı” plan mı kaldı, bölgenin birçok parçası “Yenileme Alanı” ilan edilerek, zaten bu planın kapsamı dışında kaldığına göre? Zaten bu belgenin böyle bir sorunu yok.
Belgeyi (yani “Koruma Amaçlı Planı”) görenlerin anlattığına göre, Beyoğlu’nda yapılmak istenen ne kadar kıyıda köşede imara açılmamış yer varsa, onları inşaat alanı haline getiren bir boşlukları doldurma oyunu. Oyunun adı da şu: Beyoğlu’nda neresi boşsa doldur!
Bakın planda ne sürprizler var?
1. Yıllar önce, normal imar planında “manzara terası” olarak gözüktüğü halde, SİT alanı ilanı ile birlikte “geçici yapılaşma koşulları”nı Koruma Kurulu’na bırakılması sonucu imara açılmaya çalışılan Susam Sokak’taki parsel, kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen tekrar imara açılmaya çalışılıyor. Oysa Koruma Yasası, SİT alanı ilanı ile birlikte mevcut imar planını yürürlükten kaldırırken, “şimdi istediğinizi yapabilirsiniz, her şey serbest” demiyor. Eğer bu plan yürürlüğe girerse, hem koruma amacı, hem mahkeme kararı ayaklar altına alınmış olacak. Susam Sokak’ta oturan bazı insanların da manzaraları yok edilecek ve mülklerinin değeri düşecek.
2. Sıraselviler Caddesi’ndeki eski benzin istasyonunun olduğu parsel çevresindeki yapılar yüksekliğinde imara açılıyor, kat otoparkı olarak. Oysa burası bitişik nizam yapıların oluşturduğu bir yapı adasının ortasındaki boşluk! Yani aslında bu belgeyi hazırlayanların algıladığı gibi tanımsız bir boşluk falan değil, kentin SİT alanı kararıyla korunmaya çalışılan morfolojisinin bir unsuru! Daha önce, yani Beyoğlu SİT alanı ilan edilmeden önce benzinci olmasının nedeni de bu. Bir düşünün, normal imar planında bile dikkate alınan yerleşim alanının bu özelliği güya koruma amaçlı planda fark edilmiyor ve yok ediliyor! Bu boşluğun etrafında yer alan binaların sakinleri pencerelerini açtıklarında karşılarında duvar görecekler! Öyleyse yolları, caddeleri de inşaata açalım bari tam olsun. Ama gene de sormak gerekiyor: Acaba böyle bir “koruma planı” dünyanın neresinde görülmüş?
3. Geçmişte defalarca imara açılmaya çalışılan, ancak STK'ların girişimleri sonucu korunan Beyoğlu'ndaki son yeşil alan, "Roma Bahçesi" sosyal tesis alanı olarak bir kaç köşesinden imara açılıyor. Ancak yalnızca imara da açılmıyor, kalan boşluk ise bu yapılara verilen işleve göre, bu tesislerin özel bahçesi haline getiriliyor, yapıların dışından erişime kapatılıyor. Bunun ne anlama geldiğini bu yeşil alanı tanıyanlar bilir. Binaların yerleştirildiği alanlar bu rekreasyon alanına erişim yerleri. Ayrıca bu yeşil alan dışında bir çok "boşluk" da imara açılıyor.
4.  Galatasaray Lisesi’nin arkasında yer alan ve tıpkı kent surları gibi kentin tarihsel topografyasının önemli bir unsuru olan eğimli taş örgülü istinat duvarı yıkılarak çevresindeki yapılar yüksekliğinde bir kat otoparkına dönüştürülüyor! Hatırlatmakta fayda var: Bu belgenin adı da “koruma planı!”. Başka bir yerde olsa, böyle bir yıkımı gerçekleştirmeye çalışanlar ve bunu onaylayan kurumlar değil koruma planı yapmak, yalnızca bu tasavvurları (ve girişimleri) ile olsa olsa bir cürüm işlemiş olurlar!
5. Koruma planının başka bir özelliği de “ihya” adı altında yapılaşma dışı alanlarda bina hortlatmak! Üstelik yapıya ait bir belge, görüntü bulunmasa bile bu binalar “olsa olsa” yöntemiyle tarihi biçimli taklit binalar olarak yapılacak! Plan Dolmabahçe Sarayı ile Camisi  arasındaki merasim alanına, onların önüne bile bina kondurmayı hedefliyor. Bu yöntemle eğer bütün boşluklara, parklara geçmişte bir zamanlar orada yer aldığı tahmin edilen, bilinen bütün yapılar yeniden inşa edilirse, Beyoğlu’nun halini bir düşünün. Peki o zaman bu müthiş koruma anlayışına neden o tarihlere dönüp bütün sonradan yapılmış binalar yıkılmıyor? Cevap: Hayır, bu yöntem yalnızca yapılaşma dışı alanlar için geçerli! Tarihi kent merkezindeki yapılaşma dışı alanları “boşluk” olarak algılayan, SİT kavramını böyle yorumlayan bir plana koruma planı diyebilir miyiz?
6. Fındıklı İlköğretim Okulu gibi Cumhuriyet döneminin önemli bir mimarlık örneğini yoksayan, parseli imara açılacak bir boşluk gibi değerlendiren, bahçesini imara açan bu belgeye “koruma planı” diyebilir miyiz?
7. Beyoğlu’nun konut dokusunun yer aldığı bölgelerini “ticaret alanı” ilan ederek kullanım biçimini değiştirmeye, yapıların yıkılarak yeniden inşa edilmesine yol açacak bir plana koruma planı diyebilir miyiz?
Örnekleri saymakla bitmez. Ancak “koruma planı” diye sunulan bu belgenin bir önemli çelişkisi daha var: SİT alanı kavramını ve kararını yok saymak!
Tarihsel merkezin bütün kıyı şeridini, SİT alanının bütününü etkileyecek olan en dinamik bölgesini kapsam dışı bırakmak! Kentin tarihsel çekirdeğini bir şerit halinde kuşatan bu önemli bölgenin planlanmasını, yani nasıl ve hangi amaçlarla kullanılacağını Özelleştirme İdaresi’nin tasarrufuna bırakan, tarihsel dokusunun büyük bir bölümünü “Yenileme Alanı” olarak tanımlayarak kapsam dışı bırakan bir belgeye “koruma planı” diyebilir miyiz? Böyle bir ayrım Koruma Yasası’ndaki “SİT alanı” ilan edilme koşulları, yani bütünlüklü bir yaklaşım geliştirme amacı ile çelişmez mi? Eğer bu bir şaka değilse, eğer 17 senelik bekleyişin ardından birileri bizimle dalga geçmiyorsa, o zaman vay halimize!
Çünkü bugünün şehircilik anlayışının, koruma planlarının bu tür imara açma girişimleri ile uzaktan yakından bir ilişkisi olamaz. Normal planlar bile artık kentsel canlandırmayı içeren sosyal unsurlar ile birlikte geliştirilmek zorunda. Eğer şaka niyetine de olsa bu belgeye “koruma planı” denirse, Koruma Kurulu’nun bir karar daha alıp Beyoğlu’nun SİT alanı kararını da kaldırması gerekecek. Ama gene de Beyoğlu’nda “koruma amaçlı” olmayan bir plan dahi yapılsa, karşınızda bu kadar standartları olmayan, çelişkili bir belge olmayacağından emin olabilirsiniz.

Korhan GÜMÜŞ